İstanbul’un alt-orta sınıf semtlerinde yaşayan, iyi eğitimli ve kendi ayakları üzerinde duran dört genç kadın… Mahallelerindeki geleneksel ailelerin aksine, hepsinin büyük hayalleri var… Ama hayaller her zaman gerçek hayatla örtüşmüyor. Dicle ünlü bir yazar olmanın hayalini kuruyor ama bir tabela atölyesinde çalışıyor. Güneş adalet savaşçısı bir avukat olmak istiyor. Ne var ki şu anda bir hukuk bürosunda üç kuruşluk icra dosyalarıyla stajını tamamlamaya çalışıyor. Setenay, şık bir küratör olmanın peşinde ama şu anda ikinci sınıf bir galeride çömleklerin dibindeki taşları sayıyor. Melike ise biraz daha sofistike; büyük ve zarif bir rezidans projesinin müteahhidi olmayı hedefliyor. Şimdilik yok pahasına kira vererek zar zor geçiniyor. Bu genç kadınların hayatı, arkadaşları Meryem’in ani ölümüyle altüst olur. Bir yandan Meryem’i kimin öldürdüğünü bulmaya çalışırken, diğer yandan da hayallerinin peşinden gitmeye devam ederler.