Serhat, âşık olduğu Melek’le gizlice evlendikten kısa bir süre sonra yıllardır kaçtığı memleketi Urfa’ya dönmek zorunda kalır. Babasının hastalığı için döndüğü Urfa’da, kan davası sebebiyle yıllardır önce verilmiş bir söz yüzünden Yıldız’la da imam nikahı kıymak zorunda kalır. Bir Cerrah’tan Ağa’ya dönüşen karakterimizin halefi olduğu aşirete sahip çıkarken sadece ağalığı değil, resmi nikahlı karısı Melek’in Urfa’ya gelişiyle aşkı da sınanmak zorunda kalır.

Âşık olduğu karısı Melek ve kan davası yüzünden zorla imam nikahıyla evlendirildiği Yıldız’la birlikte sırlarla dolu bir konakta yaşamak zorundadır artık. Üstelik o konağın çevresi türlü düşmanlarla doludur. Bir doktor olarak geçmişine sahip çıkarken aşık olduğu Melek’in de kendisi gibi o topraklarda doğduğunu öğrenir. Melek’in Urfa’ya dönmesi bir tesadüf değildir. Bir çağrıdır. Kaderin bir çağrısı… Çünkü Melek Urfa’ya gelip kocasının zorla imam nikahı kıydırmasına şahit olduğu gece her şeyin başladığı noktadır. O geceden sonra Melek bir daha İstanbul’a dönemez çünkü sırlar artık ortaya çıkmak zorundadır.

Melek Urfa’dan kaçırılıp evlat edinilmiş bir çocuk olduğunu yıllar sonra öğrendiğinde bir gerçekle de yüzleşir. Ne kendi ailesi ne de o konakta yaşayan kimse masum değildir. Herkesin arkasına sağladığı bir sırrı vardır.