Crossover, sadece şarkı söyleyen değil, müziği dönüştüren yeteneklerin sahnesi. Bu 13 haftalık yarışma, katılımcılara her hafta yeni bir tema doğrultusunda, popüler şarkıları tamamen farklı müzik türlerinde yorumlama görevi veriyor. Pop’tan jazz’a, hip-hop’tan operaya uzanan bu yolculukta amaç sadece güzel söylemek değil—herkese tanıdık gelen şarkıları duygusal ve türler ötesi performanslara dönüştürmek.

İlk hafta, yarışmacılar kendi tarzlarında sahneye çıkarak hem kendilerini hem müziklerini tanıtıyor. İkinci haftadaysa jüri tarafından belirlenen, tamamen yabancı oldukları bir türde performans sergileyerek ilk kez alışkanlıklarının dışına çıkıyorlar. Üçüncü haftadan itibaren gerçek “crossover” başlıyor: Yarışmacılar iki farklı müzik türünü tek bir performansta birleştirerek özgün ve şaşırtıcı müzikler ortaya koymak zorundalar. Bu haftadan sonra her bölümde bir yarışmacı eleniyor.

Her bölüm farklı temalarla şekilleniyor: film müziklerine saygı duruşları, kültürel kostümlerle sahne performansları, kadın gücünü ön plana çıkaran temalar, 80’ler ve 90’lara dönüş, ünlü konuklarla düetler ve hikâye anlatımına dayalı sahneler. Program her hafta, yarışmacının hazırlık sürecini anlatan bir VTR ile başlıyor, ardından canlı performans geliyor. Jüri performansları hem teknik hem duygusal açıdan değerlendirirken, hakem komitesi yarışmanın kurallarına uygunluk ve adil puanlama için süreci denetliyor.

haftada yarışmacılar düello sistemine geçiyor. 11. haftadaysa, kendi hayatlarından derin ve kişisel bir hikâyeyi müzikle anlatmaları bekleniyor. 12. haftadaki yarı finalde, biri daha önce en çok etki bırakan performansları olmak üzere iki şarkıyla sahneye çıkıyorlar. 13. haftadaki büyük finalde ise son iki yarışmacı, aynı şarkıyı son kez kendi tarzlarında yorumlayarak Crossover final performanslarını sergiliyor.

Crossover, bir yetenek yarışmasından çok daha fazlası—kimliklerin, kültürlerin ve yaratıcılığın sahnede buluştuğu dönüştürücü bir müzik yolculuğu.