Behzat Ç. bundan yedi sene önce emniyet teşkilatı içinde yapılanmış olan bir örgüt tarafından açığa alınmış, kimliğini ve rozetini teslim ettikten sonra kırmızı Vosvos’una atlayarak bir bilinmeze doğru yola çıkmıştır. Evini, ekibini ve cezaevine teslim ettiği kızı Şule’yi ardında bırakıp yol nereye götürürse şehir şehir gezmiş, yerleşik düzeni uzunca bir süre reddetmiştir. Abisi Şevket’in ısrarı üzerine Ankara’nın köylerinden birine yerleşmiş, kendisine yaptığı bir kulübede yaşamaya başlamıştır. Şimdi, en büyük düşmanı Ercüment Çözer’in kurduğu acımasız planla, yeniden cinayet büroya dönmesi gerekecektir. Ercüment mevcut cinayet büro elemanlarını bir bir öldürtüp, Behzat’ın can yoldaşı Tahsin müdürü de yaralatır. Sevdikleri için her şeyi göze alan Behzat, bu kez ‘dönmem’ dediği yere, yine düşünmeden geri dönecektir… Uzun mesafe yol arkadaşları Hayalet ve Akbaba’yı da yanına alarak Behzat, Cinayet Büro sayfasını bir kez daha açacak; Yurdumdan insan manzaralarına tanık olmaya devam edecektir. Ancak uzun bir aranın ardından nasıl bir oyunun içine düştüğünü, henüz kendisi de farkında değildir… Behzat’ın yorgunluğu, tüm bu yükleri kaldırabilecek midir?